Irak’ta bu hafta araba ya da ev almayı planlayanlar büyük bir şok yaşadı. Çünkü Irak hükümeti geçen Pazar günü Amerikan Doları ile işlem yapılmasının yasaklandığını duyurdu.
Oysa Irak Dinarı’nın sürekli değer kaybetmesi nedeniyle yüksek meblağlı alım satımlarda dolarla işlem yapılıyordu. Ev ya da araba almak isteyenler çantalar dolusu dinar yerine dolar kullanılıyordu. Ortadoğu’da Amerikan Doları, eğer elinizde yeterince dirhem, dinar, riyal ya da sterlin yoksa, sahip olunabilecek en iyi para birimi olarak kabul gördü onlarca yıl.
Ancak bölgedeki üst düzey siyasetçilerin son bir kaç aydır yaptıkları açıklamalar, artık bu durumun değişebileceğine, doların bölgedeki hakimiyetinin azalabileceğine işaret ediyor.
ABD’li yetkililer, yaptırım uygulanan ancak pek çok Iraklı siyasetçinin örtülü olarak desteklediği İran’a Irak üzerinden çok fazla nakit dolar sokulmasından endişe duyuyor. Bu nedenle de Irak’a dolar girişini zorlaştırmaya yönelik adımlar atıyordu. Engellemelerin yol açtığı dolar kıtlığı, ABD para birimine sabitlenmiş olan Irak Dinarı’nın değerinde dalgalanmalara yol açtı. Bunu da geçen hafta ilan edilen dolar yasağı izledi. Şubat ayında Irak zaten yine kısmen döviz krizinin etkisiyle Çin ile ticaretini dolar yerine yuan ile yapacağını açıklamıştı.
Alternatif arayışı
Suudi Arabistan Maliye Bakanı, bu yılın başında ülkesinin euro ve Çin para birimi yuan da dahil olmak üzere farklı para birimleri kullanarak petrol satmaya “açık” olduğunu duyurdu. Birleşik Arap Emirlikleri de Hindistan ile ticaretin Hint para birimi rupisi ile yapacağını açıkladı. Japon para birimi yen cinsi tahvil ihraç eden Mısır ise yuan cinsinden tahvil ihraç etmeyi planladığını bildirdi.
Ayrıca Mısır, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Cezayir, ve Bahreyn gibi Ortadoğu ülkeleri, Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika’nın oluşturduğu ve jeopolitik bir blok olan BRICS’e katılmak istediklerini açıkladılar. Rusya, bu ittifakın Haziran ayında yapılacak toplantısında üyeler arasında sınır ötesi ticaret için yeni bir tür para biriminin oluşturulmasının tartışılacağını duyurdu.
Öte yandan BAE, 2021’den bu yana İsviçre merkezli Uluslararası Ödemeler Bankası tarafından yürütülen bir pilot projede de yer alıyor. Bu proje, doları baypas edebilecek dijital, sınır ötesi ödemeleri inceliyor. Projede Tayland, Hong Kong ve Çin de yer alıyor.
Doların işi bitti mi?
Amerikan Doları’na alternatif arayışları son dönemde gazetelerin manşetlerine taşındı. New York Times, “Doların hakimiyeti tehlikede mi?” başlığıyla gelişmeleri mercek altına alırken Financial Times “Çok kutuplu para birimi dünyasına hazırlanın” çağrısında bulundu. Bloomberg ise gelişmeleri “Dedolarizasyon nefes kesici hızda gerçekleşiyor” sözleriyle değerlendirdi.
Bloomberg’in haberine göre dolar 1970’li yılların sonunda dünya genelindeki resmi döviz rezervlerinin yüzde 85’ini, 2001 yılında yüzde 73’ünü oluştururken, günümüzde bu oran yüzde 58’e geriledi. Bununla birlikte uzmanlar dolardan uzaklaşma hızının iddia edildiği kadar hızlı gerçekleşmediği görüşünde.
Körfez’de dolar hâlâ hüküm sürüyor
1970’lerden bu yana petrol üreticisi Körfez ülkelerinin ABD ile ortaklığı var. Güvenliği ABD sağlıyor, Suudi Arabistan ve BAE gibi ülkeler de petrol ihraç ediyor. O yıllarda çoğu Körfez ülkesinin petrol ticaretinin dolar ile yapılması konusunda ABD ile anlaşmaya varması, doların dünya petrol ticaretinde para birimi olarak sabitlenmesine yol açtı.
Peki artık bu dönem sona mı eriyor? New York’taki Syracuse Üniversitesi öğretim üyelerinden Profesör Daniel McDowell, DW’nin “Arap liderlerinin açıklamaları Ortadoğu’da dolar devrinin sona erdiğine mi işaret ediyor?” sorusunu yanıtlarken “Açıklamaları yapmak kolay, eyleme geçmek daha zor” dedi.
McDowell, “Suudi Arabistan gibi petrol üreticisi ülkeler için bu tür açıklamaları yapmak aynı zamanda ABD’nin ilgisini çekmek için de bir vesile. Çin ile flört etmek, Amerikalı siyasi karar alıcılarının Körfez ülkelerinin çıkarlarına daha fazla ilgi göstermesini sağlayabiliyor” diye konuştu.
McDowell, Amerikan dolarının bir gün hakimiyetini yitirme ihtimalini dışlamıyor. Şakayla karışık bir dille, “Tüm imparatorluklar eninde sonunda çöker” yorumunu yapan McDowell, “Şimdilik bu açıklamaların çoğu sembolik ve siyasi. Göreceğimiz herhangi bir değişim marjinal ve yavaş olacaktır” dedi.
Ukrayna savaşının etkileri
DW’nin konuştuğu uzmanlar Ortadoğu’da yaşanan bu gelişmelerde iki etkenin rol oynadığı görüşünde. Birincisi Ukrayna savaşı ile ilgili.
“ABD’nin Finansal Yaptırımları ve Dolara Karşı Uluslararası Tepki” başlıklı bir kitabı bulunan Profesör McDowell, ABD’nin dış politikada doları bir silah olarak kullanması nedeniyle rakiplerinin iktisadi faaliyetlerini diğer para birimlerine kaydırdıklarına işaret ediyor.
Londra merkezli Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü uzmanlarından Hasan Alhasan da “Şu anda Ortadoğu ve Asya’daki ülkeler üzerinden çok fazla Rus parası gidiyor” derken bu ülkelerin ABD ve Avrupa’nın Rusya’ya karşı yaptırımlarını uygulamayan ülkeler olduklarını hatırlatıyor.
Ancak Rusya’ya yönelik yaptırımların daha da sertleşmesi, ikincil yaptırımlara dönüşmesi, bu ülkeleri de yaptırımlara uymak zorunda bırakabilir. Aksi takdirde kendileri de bu yaptırımlara hedef olabilir. Amerikalı Profesör McDowell, bu nedenle bölgedeki ülkelerin dolardan radikal bir şekilde uzaklaşmaya henüz hazır olmasalar da bir arayış içerisinde olduklarını anlatıyor.
Bölge ülkelerinin petrol endişesi
Hasan Alhasan, bazı Ortadoğu ülkelerinin dolardan uzaklaşmak istemesinde bir diğer etkenin daha rol oynadığına işaret ediyor.
Alhasan, “ABD’nin, Rusya’nın çıkarlarını hedef almak için, küresel petrol piyasasının kurallarını yeniden yazmaya giriştiğini düşünenler var. Ve bu Arabistan için stratejik bir tehdit oluşturuyor” dedi.
Mart ayında Suudi Arabistan Enerji Bakanı Abdülaziz bin Salman, herhangi bir ülkenin Suudi petrol ihracatına Rusya’ya yapıldığı gibi bir fiyat sınırlaması getirmeye çalışması halinde, ülkesinin artık bu ülkeyle ticaret yapmayacağını söyledi. Bir gün sonra Cezayir enerji bakanı da aynı endişe nedeniyle bu açıklamayı yineledi.
İtalya’daki Avrupa Avrupa Üniversitesi Enstitüsü’nden ekonomi Profesörü Maria Demertzis, yaptırımlar devam ettiği müddetçe dolardan uzaklaşmanın süreceği görüşünde. Aynı zamanda düşünce kuruluşu Bruegel’in uzmanlarından olan Demertzis, bazı ülkeler doları baypas etmek istese de, bunun hızla gerçekleşemeyeceğini, mevcut sistemi, altyapıyı ikame edecek alternatiflerin zaman alacağını da de sözlerine ekledi.
Bankacılık sisteminin önemi
Demertzis,”Örneğin Hindistan’daysanız ve Şili’ye bir şey satmak istiyorsanız, bunu muhtemelen dolar üzerinden yaparsınız. Ancak bunu sadece bir ürünü dolar cinsinden daha kolay fiyatlandırabileceğiniz için yapmazsınız. Bunu aynı zamanda işlemi gerçekleştirmek için ABD doları altyapısını kullandığınız için de yaparsınız” sözleriyle ABD’nin sunduğu güvenilir altyapıya, bankacılık sistemine dikkat çekti.
Bu arada ABD ve Avrupa’nın Rusya merkez bankasının rezervlerini dondurmuş olması, Ortadoğu’da da endişeye yol açmış durumda. Ortadoğu uzmanı Hasan Alhasan, bu nedenle bölge ülkelerinin çok kutuplu bir dünyaya hazırlık yapmakta olduklarını, bu yolla hem dolarize edilmiş bölgelerin içinde ve aynı zamanda dışında hareket etmeyi hedeflediklerini aktardı.