Başkan Tunç Soyer, mesajında şu ifadelere yer verdi:
“101 önce bugün Büyük Zafer’le taçlanan kurtuluş mücadelesi, bir ulusun inançla, azimle, kararlılıkla neleri başarabileceğinin tüm dünyaya ilanıdır. Tarih sahnesinden silinmeye çalışılan Türk Ulusu’nun yeniden ayağa kalktığı gündür bugün. 9 Eylül’e açılan kapı, İzmir’in ve tüm yurdun kurtuluş müjdesidir.
Bugün önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ü bir kez daha minnet ve şükran duygularıyla anıyoruz. Ve elbette onunla birlikte bu zorlu mücadeleye canını adayan silah arkadaşlarını, onları kucaklayan cefakâr Anadolu insanını…
Savaşlar kaybetsek de, ağır yenilgiler yaşasak da asla esareti kabullenmeyen bir milletiz biz. Bizim bağımsızlığa olan tutkumuz bir tohumdu önce… Tüm yurt yangın yeriyken işgalin ortasında serpildi bu topraklara. 19 Mayıs’ta Samsun’da, 23 Temmuz’da Erzurum’da, 4 Eylül’de Sivas’ta, 23 Nisan’da Ankara’da bir daha, bir daha saçıldı bağımsızlık tohumları dört bir yana…
İnanç, kararlılık, azim ve yurtseverlikle sulandı, Kuvayı Milliye’nin güneşiyle yeşerdi, büyüdü. Bugün gölgesinde gururla yaşadığımız asırlık çınar işte o tohumlarla kuruldu, bugünlere geldi.
Yenilmez sanılan Batı emperyalizmi ilk kez burada hüsrana uğradı. Yerli ve yabancı işbirlikçilerle ilk yenilgiyi bu coğrafyada tattı. Adına Büyük Zafer denen kurtuluş destanının o son sayfası bütün dünyada dengeleri değiştirdi. Sömürülen, ezilen uluslara ilham oldu. Mustafa Kemal’in askerlerinin 101 yıl önce kazandığı zafer aynı zamanda bir uyanışın müjdesiydi insanlık için.
Ve bugün kurtuluşumuzun 101’inci yıldönümünde büyük önderimize bir sözümüz var:
Ey Atam! Tarihe altın harflerle yazılmış o emsalsiz zaferi kazanan bir ulus olmanın onurunu her zaman taşıdık, taşıyacağız. Şanlı tarihimizle ve onu yazanlarla gurur duyacağız. Ve artık sadece savaş meydanlarında değil sosyal, kültürel ve ekonomik zaferlerin de peşinde koşacağız.
Hamasetle değil bilinçle, hakikate olan sadakatle, tarihimizi okuyarak ve anlayarak yolumuza devam edeceğiz. Barışı daim kılıp, demokrasimizi geliştireceğiz. Refahı, adaleti büyüteceğiz. Sanatın estetiğini, bilimin gücünü bu topraklara yayacağız. Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’nin kudretini ve itibarını tüm dünyaya kabul ettireceğiz. Zaferin, barışın ve Cumhuriyet’in ikinci yüzyılı senin ideallerine yakışan bir Türkiye’de yaşanacak. Yılmak, yorulmak, pes etmek yok.
Barış ve huzur içinde nice bayramlarımız olsun!”