Türkiye genelinde etkili olan kuraklık, İzmir’de de barajları kritik seviyelere indirdi. Yetersiz yağış, yüksek sıcaklık ve bilinçsiz tüketim nedeniyle kentin içme suyu kaynakları hızla azalıyor.
YER ALTI SULARI ÖN PLANDA
Yıl başından bu yana İzmir’in su ihtiyacının yaklaşık yüzde 55’i yer altı, yüzde 45’i ise yüzey suyu kaynaklarından karşılandı. Var olan kuyulardan daha fazla su çekilirken, yeni kuyuların açılması için de çalışmalar sürüyor.
TAHTALI BARAJINDA TARİHİ DÜŞÜŞ
Şehrin içme suyunun yaklaşık yarısını sağlayan Tahtalı Barajı, 3 Eylül itibarıyla yüzde 5 doluluk seviyesine geriledi. Geçen yıl aynı tarihte bu oran yüzde 19’du. Bu rakam, barajın 1997’de hizmete girmesinden bu yana tutulan kayıtlar içinde 26 yılın en düşük eylül seviyesi oldu.
2008’de doluluk oranı yüzde 7’ye kadar düşmüş, aynı yıl aralık ayında barajdaki su oranı yüzde 1’e kadar gerilemişti.
Kuraklığın etkisiyle havza büyük ölçüde kururken, yalnızca küçük bir noktada su kaldı. Suyun çekilmesiyle adacıkların oluştuğu, eski yapıların gün yüzüne çıktığı ve zeminin çatladığı gözlendi.

DİĞER BARAJLARDA DA TABLO KÖTÜ
İZSU’ya bağlı diğer barajlarda da doluluk oranları geçen yılın gerisinde kaldı.
Balçova Barajı: Yüzde 32’den yüzde 15’e düştü.
Güzelhisar Barajı: Yüzde 71’den yüzde 52’ye geriledi.
Ürkmez Barajı: Yüzde 18’den yüzde 6’ya indi.
Alaçatı Kutlu Aktaş Barajı: Yüzde 0,59 seviyesinde kaldı.
Gördes Barajı: Tamamen kurudu.

“KURAKLIĞIN EN BÜYÜK YÜKÜNÜ NEHİRLER TAŞIDI
İzmir Bakırçay Üniversitesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şermin Tağıl, iklim değişikliğinin aşırı hava olaylarını artırdığını belirterek şunları söyledi:
2024-2025 kış ve ilkbaharında yağışların ortalamanın altında kaldığını,
Ocak-Mart döneminde sıcaklıkların normallerin 3-5 derece üzerinde seyrettiğini,
Toprak neminin ciddi ölçüde azaldığını ve akarsuların su seviyesinin hızla düştüğünü vurguladı.
Tağıl, “İzmir’in hidrolik stres altında olduğunu söylemek mümkün. Nehirler, bu yılki kuraklığın en büyük yükünü üstlendi. Akarsulardaki keskin düşüş baraj doluluklarını doğrudan etkiledi.” dedi.

TARIM VE İÇME SUYU TEHDİT ALTINDA
Prof. Tağıl, azalan su kaynaklarının sadece doğayı değil, gündelik yaşamı da etkilediğini belirterek şunları kaydetti:
Su kaynaklarındaki azalma, tarımsal üretimi tehdit ediyor ve içme suyu yönetiminde ciddi zorluklara yol açıyor. Bu durum, ekonomik ve sosyal sorunların habercisi. Habitat kayıpları kaçınılmaz hale gelebilir.
İZSU’DAN SU KESİNTİSİ ÖNLEMİ
Kritik seviyeye ulaşan su kaynakları nedeniyle İZSU, kentte planlı kesintiler uygulamaya başladı. 6 Ağustos’tan itibaren 12 merkez ilçede her gün 23.00-05.00 saatleri arasında düzenli su kesintileri yapıldı.