Aydın’da Efeler‘e bağlı Yılmazköy Mahallesi civarında kurulan JES Projesi için Aydın Valiliği tarafından verilen Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) gerekli değildir’ kararının iptali için Efgan Çetin ve 6 kişi, dava açtı. Davanın avukatlığını Arif Ali Cangı üstlenirken, söz konusu proje ile ilgili sahada 27 Mart 2017 tarihinde keşif yapıldığı sırada, dava konusu projenin dışında başka bir JES inşaatına rastlanıldı.
“JES İÇİN YENİDEN YARGILAMA YOLUNU AÇILDI”
İnşaat halindeki proje ile ilgili Aydın Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nden bilgi alan avukat Cangı, proje için valilikçe 24 Temmuz 2014 tarihinde “ÇED Gerekli Değildir” kararı verildiğini öğrenince ikinci bir iptal davası açtı. Aydın 2. İdare Mahkemesi’nde görülen dava, süre yönünden reddedilirken, söz konusu karar, yapılan tüm itiraz ve başvurulara rağmen iç hukukta da kesinleşti. Dava, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) taşındı. Hak ihlaline karar veren AİHM, JES için yeniden yargılama yolunu açtı
“DAVA GEÇ AÇILDIĞI İÇİN REDDEDİLDİ”
Aydın Çevre ve Kültür Derneği’nin Turistik Park’ta düzenlenen toplantıda dava süreci ile ilgili açıklamalarda bulunan Avukat Arif Ali Cangı, Efgan Çetin’in 7-8 yıl önce avukatlık bürosuna gelerek, JES Projesi için babasından kalan zeytinliklerin kamulaştırılmak istendiğini söylediğini ifade ederek, “Jeotermal enerji santralinin ‘ÇED gerekli değildir’ kararının keşfine gittik. Gittiğimiz yerde bir inşaat vardı, inşaatta keşfe başlamak üzereyken Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü görevlisi yanımıza gelip, ‘Ne yapıyoruz?’ diye sordu. ‘Keşif yapıyoruz’ yanıtını verdiğimizde, ‘Ama keşif yapacağımız yer burası değil, o başka bir proje’ dedi. Biz o zaman öğrendik, yeni bir proje olduğunu. O projenin çevresel etki değerlendirmesinin yapılıp yapılmadığını valiliğe sorarak, 2 yıl önce verilen ‘ÇED gerekli değildir’ kararına ulaştık. Onun davasını açtık, dava kazanılma aşamasındayken mahkeme, geç açıldığı için davanın reddine karar verdi” ifadelerini kullandı.
“SON DERECE ÖNEMLİ BİR KARAR”
Yasal süreçlerin dolmasının ardından, söz konusu dava ile ilgili AİHM’e başvurduklarını anlatan Cangı, “Mahkeme, yurttaşın bu tür projelerden haberdar edilme yükümlülüğünden, yurttaşın adalete erişim hakkından bahsetti. Dedi ki ‘Siz eğer duyurmazsanız, yurttaşların, halkın bunu bilebilmesi, duyabilmesi mümkün değil, orada inşaat sürdürülebiliyor olsa dahi ona verilen izinlerin bir şekilde duyurulması gerekir.’ Bu yönden adil yargılanma hakkı ihlali kararı verdi. Bu karar son derece önemli. Bundan sonra Türkiye’de çevresel etki değerlendirme uygulamalarında uygulama başladığı andan itibaren süreçlerin mutlaka ve mutlaka yöre halkına duyurulması gerekiyor. Duyurulması gerektiğinin bir içtihadı oldu bu. Bu da Efkan Çetin ve arkadaşlarının mücadelesiyle kazanılan bir dava.” diye konuştu.
Cangı, ayrıca temiz enerji olarak bilinen jeotermal enerjinin, proje uygulaması, yer seçimi ve kamu yararı araştırması yapılmadan verilen izinlerle “kirli bir enerji” haline dönüştüğünü vurguladı.