30 Ekim 2020 günü meydana gelen 6,9 büyüklüğündeki deprem İzmir’de 117 yurttaşın hayatını kaybetmesine, yaklaşık 80 bin meskenin zarar görmesine neden olmuştu.
Hükümet, depremden en çok etkilenen Bayraklı’da oluşturulan 7 proje alanında yaklaşık bin 400 konut, 300 işyeri, rezerv alanda ise 3 bin 654 konut inşa ettirdi. Bu yapıların maliyetinin yüzde 40’ının hak sahibi olan mağdur vatandaşlardan alınması kararlaştırıldı.
EVLERİNİ KAYBEDEN DEPREMZEDELER EMSAL ARTIŞI İSTEDİ
Ancak Bayraklı, Bornova, Buca, Konak, Karşıyaka ilçelerinde evleri yıkılan ya da gördüğü hasar nedeniyle oturulamaz hale gelen yüzbinlerce yurttaş ortada kaldı. Deprem mağdurlarının bir kısmı, İzmir Depremzedeleri Derneği (İZDEDA) çatısı altında örgütlendi. İZDEDA, yeni konut yapımı için depremzede yurttaşların büyük çoğunluğunun ekonomik gücü olmadığını belirterek, çözüm için emsal artışı isteğinde bulundu.
DEPREMZEDELER İKTİDARDAN KREDİ İMKANLARI TALEP ETTİ
İZDEDA Başkanı Haydar Özkan, emsal artış talebinin sebebini, güncel veriler üzerinden anlatarak, “Bayraklı’da, her biri 110 metrekareden oluşan 28 daireli 8 katlı bir apartmanda müteahhitle anlaşılabilen fiyat kişi başı 1 milyon 600 bin lira. Bu parayı verecek gücümüz yok. Eğer emsal artışı sağlanır ve binaya iki kat daha eklenerek 10 katlı olursa 8 daire müteahhide kalıyor. Böylece malikler için kişi başı maliyet 600 bin liraya düşüyor. Bu 600 bin liralık gereksinimimiz için de devletin bizlere 2 yıl ötelemeli, 20 yıl vadeli, sıfır faizli kredi imkanı tanımasını istedik” diye konuştu.
CHP’Lİ BELEDİYELER İLE AKP TEMSİLCİLERİ EMSAL ARTIŞINI DESTEKLEDİ
Tek çarenin emsal artışı olduğunu iddia eden Haydar Özkan, “Bu süreçte yanımızda olanları da olmayanları da yakından izliyoruz. Önümüzdeki seçimler göz ardı edilmemelidir. Depremzedelerin hafızası kuvvetlidir” dedi. Özkan, CHP’li İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, CHP’li Bayraklı Belediye Başkanı Serdal Sandal, AKP Genel Başkan Başdanışmanı Binali Yıldırım, AKP Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, AKP İzmir Milletvekili Mahmut Atilla Kaya’nın emsal artışı konusunda hemfikir olduklarını ve İZDEDA’yı desteklediklerini belirtti.
BELEDİYELER YÜZDE 30’A VARAN EMSAL ARTIŞI VERDİ
Bayraklı Belediye Başkanı Serdal Sandal, emsal artışı teklifini 4 Ekim 2021 tarihinde meclis gündemine getirdi. Belediye meclisi yüzde 10’luk artış kararı aldı. İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi, bu kararı revize ederek ve daha da yükselterek onayladı. İzmir Büyükşehir Belediyesi parsel bazında yüzde 20, ada bazında yüzde 30 artış kararı verdi.
TMMOB: EMSAL ARTIŞI YENİ FELAKETLERE KAPI ARALAR
Belediye meclislerinin bu kararları Türk Mimar ve Mühendis Odaları Birliği’nin (TMMOB) tepkisine yol açtı. TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu, yoğun yapılaşma içeren plan değişikliğinin şehircilik bilimine uygun olmadığını, hukuka aykırı olduğunu belirterek, “Yaşanan mağduriyetin sorumlularının hesap vermediği, mağduriyetleri gidermek bir yana yeni felaketlere kapı aralayacak yoğunluk artışını kabul edilmemizi hiç kimse bekleyemez” açıklamasında bulundu.
“HASARLI BİNALARIN MALİYETİNİ TAMAMEN DEVLET KARŞILAMALI”
TMMOB, sağlıklı çözümün yoğunluk getirecek emsal artışı olmadığını vurgulayarak, devletin sorumluluklarına dikkat çekti ve “Depremde yaşanan mağduriyetlerin sorumlusu her kademesiyle devletin ta kendisidir. İdarece tüm yasa ve yönetmeliklere uygun inşa edildiği belirtilen ve ilgili kurumlar tarafından ruhsatlandırılan binalarda yaşanan her türlü hasarın kamu idaresi tarafından karşılanmasının bir zorunluluk olduğunu savunuyoruz ” vurgusu yaptı.
“KAMU KAYNAKLARI HALKIN ORTAK ÇIKARI İÇİN KULLANILMALI”
Devletin temel sorumluluklarına atıfta bulunan TMMOB şu görüş ve soruları ortaya koydu:
- Anayasal olarak, ülkemizdeki herkes eşit yaşam hakkına sahip değil midir? Bir devletin en temel görevi, vatandaşlarının yaşam hakkını güvence altına almak değil midir?
- Neden, depremden zarar görmüş bütün vatandaşların hak talepleri, herhangi bir bedel talep etmeksizin, devlet tarafından giderilmemektedir?
- Neden, zenginlerin vergi borçlarını silen, zenginler daha zengin olsun diye hazine arsalarını özelleştiren devlet, söz konusu halk olduğunda sadece arabuluculukla yetinmektedir?
- Yoksa, depremzedelerin mağduriyetleri, birilerine kaynak aktarmak için mi kullanılmaktadır?
- Her deprem sonrasında gündeme getirilerek uygulanan yoğunluk artışlarının kentlerimizi ne hale getirdiğinin farkında değil miyiz? Bu uygulamalar aracılığıyla esas sorumlunun daha da gizlenmesine sessiz kalacağımızı mı düşünüyorsunuz?
- Zemin yapısına dair herhangi bir bilimsel çalışma yapılmadan verilen inşaat artışları yeni felaketlere neden olmayacak mı?
- Deprem nedeniyle hasar gören bölgelerin afet bölgesi ilan edilmesi konusunda talepte bulunulmamasının nedeni nedir?
- Yıkılan binalarda herhangi bir sorumluluğu bulunmadığı halde vatandaşların yeniden borçlandırılmasına itiraz edilmemesinin nedeni nedir?
- Depreme karşı alınacak önlemler için, sadece mülk sahipleri üzerinden bir tartışma yürütülüyor olması ne kadar doğrudur? Hak sahipliği olmayan depremzedelere de uygun koşullarda afet konutu imkânı sağlanması konusunda yasal düzenleme yapılmamasının nedeni nedir?
- Yıllardır ülkemizde toplanan deprem vergilerinin yaşanan mağduriyetlerin çözümü konusunda tartışma yürütülmemesinin nedeni nedir?
- Emsal artışı öngörülen alanlarda kaç ekstra daire çıkabileceği bu nedenle de nüfusun ne kadar artacağı hesaplanmış mıdır? Bu hesaba göre altyapının ve ulaşımın ne denli etkileneceği göz önüne alınmış mıdır? Emsal artışı öngörülen bölgelerde yaşayan yurttaşların gelir durumuna dair herhangi bir saha araştırması yapılmış mıdır? Şayet böyle araştırma yapıldı ise yurttaşların ne kadarı borçlanmayı göze almaktadır?
- Emsal artışının altına imza atan belediye başkanları ve meclis üyeleri; İzmir’de trafik sorunu olduğundan, koku sorunu olduğundan, altyapının yetmediğinden bahsetmeye ve yoğun bir yağış olduğunda doğal afeti gerekçe göstermeye devam edecek misiniz?
- Yasal ve ekonomik açıdan elinde imkân bulunan merkezi ve yerel yönetimler, birbirinden kopuk uygulamaya koydukları “çözümler” nedeniyle birbirlerini her gün suçlarken çözümsüzlüğün adresinin TMMOB olarak gösterilmesinin nedeni nedir?
- TMMOB’ye saldıranlara soruyoruz: Kamu kaynaklarının halkın ortak yararı için kullanılması gerekirken bir avuç patronunun çıkarı için kullanmasına itiraz edilmemesinin nedeni nedir?
ŞEHİR PLANCILARI: AL SANA KAYNAK
Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi de “Bu yaklaşım, bir bütün olarak kentlerimizi tehdit etmekte, rant dışında bir şeyi gözü görmeyen fırsatçı sermaye için kentlere saldırma olanağı tanımaktadır. Toplumcu ve kamucu çözümler yaratılmadığı sürece vatandaşın müteahhitle baş başa bırakıldığı hiçbir “çözüm” afetler karşısında dirençli kentler oluşturamaz” görüşünü savundu. Oda yönetimi, “Konutları hasar gören vatandaşların mağduriyetlerinin devletin hangi kaynaklarıyla karşılanacağı” konusunda, deprem fonunun yanı sıra şu örneği verdi:
Depremzede yurttaşlarımızdan talep edildiği belirtilen daire başına ortalama 400 bin lira bedel ele alındığında;
- 2020 yılında Osmangazi Köprüsü ve Gebze-İstanbul Otoyolu için ödenen yaklaşık 3 milyar 250 milyon lira garanti geçiş ücretiyle yaklaşık 8 bin bağımsız bölüm,
- 2020 yılında İstanbul 3. Köprü ve Kuzey Marmara Otoyolu için ödenen yaklaşık 2 milyar 150 milyon lira garanti geçiş ücretiyle yaklaşık 5 bin 300 bağımsız bölüm,
- 2020 yılında Avrasya Tüneli için ödenen yaklaşık 391 milyon lira garanti geçiş ücretiyle yaklaşık bin bağımsız bölüm,
- 2020 yılında şehir hastaneleri için ödenen yaklaşık 8 milyar 700 milyon lira kira ve hizmet bedeliyle yaklaşık 21 bin bağımsız bölüm yeniden inşa edilebilir.
TMMOB YARGIYA BAŞVURDU
Müteahhitlerin insafına terk edilen depremzedelerin kredi taleplerine AKP İktidarı kayıtsız kalırken, diğer yandan da TMMOB’un belediyelerin emsal artış kararlarından vazgeçmesi yönündeki uyarı ve çağrıları sonuçsuz kaldı. Bunun üzerine TMMOB, söz konusu değişikliklerin kapsamını aşacak şekilde yoğunluk artışı öngördüğü ve imar planlarının bütünlüğünü ortadan kaldırdığı gerekçesiyle yargıya başvurdu, yürütmenin durdurulması ve iptalini istedi.
CHP’Lİ BELEDİYELER İLE MİLLET İTTİFAKI ARASINDA GÖRÜŞ AYRILIĞI
İki yılı aşkın süredir devam eden tartışmada, CHP’li belediye yönetimleri ve AKP İktidarı temsilcileri emsal artışı konusunda birleşirken, Millet İttifakı’nın bileşenleri ise TMMOB ile aynı eksende buluştu.
Millet İttifakı liderleri, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından 18 Şubat 2023 tarihinde yaptığı açıklamada, daha önce kamuoyuna açıklanan Ortak Politikalar Metni’nin Kentleşme ve Afet Yönetimi başlıkları altındaki yol haritasına aynen uyulacağını deklare ederek şöyle dedi: “Millet İttifakı olarak, omuzlarımızdaki ağır sorumlulukların farkındayız. Şimdi önümüzde zorlu bir sınav bizleri beklemektedir. Şehirlerimizi ve geleceğimizi ortak akılla inşa etmek mecburiyetindeyiz. Emsal artışına son vereceğiz. Unutulmamalıdır ki, jeoloji, sismoloji, ekoloji, tıp, ekonomi, eğitim, hukuk, siyaset, şehir planlama ve mimarlık birbirlerinden asla bağımsız düşünülemez, hiçbiri ihmal edilemez.”
MAHKEME YÜRÜTMEYİ DURDURDU
TMMOB’un itirazını değerlendiren İzmir 5. İdare Mahkemesi, Bayraklı Belediye Meclisi ve İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi’nin imar plan notu düzenlemesiyle ilgili yürütmeyi durdurma kararı verdi. Mahkeme, önceki gün açıklanan kararında, söz konusu emsal artışı değişikliğinin planlama esaslarına, şehircilik ilkelerine, imar mevzuatına ve kamu yararına uygun olmadığına hükmetti. Kararda, “Hukuka aykırılığı açık olan dava konusu plan notunun uygulanmaya devam etmesi halinde bölgede ikamet eden vatandaşların ve firmaların, mevcut plan notu uyarınca yeni inşaat çalışmalarına girebileceği göz önüne alındığında uygulanması halinde ilgililer açısından telafisi güç ve imkansız zararlara sebebiyet verebileceği de açıktır” denildi.
BAYRAKLI BELEDİYE BAŞKANI EMSAL ARTIŞINDA ISRARLI
Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal, mahkeme kararının ardından sert tepki gösterdi ve emsal artışı hakkında ısrarını sürdüreceğini açıkladı.
Sandal, “Bayraklı’yı vuran depremin ardından, konutlarına yeniden kavuşmak konusunda mağduriyet yaşayan depremzedelerimiz sıfır faizli krediye ulaşamadı. Evlerini yeniden inşa etmek için ihtiyaç duydukları kredi miktarlarına erişemedi. Ne yazık ki depremzedeler Bayraklı’da kaderine terk edildi. Bu konudaki mağduriyeti bir nebze de olsa gidermek için, kamu yararını gözeterek İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi ile birlikte emsal artışı kararı almıştık. Bilirkişi raporlarında da ‘üstün kamu yararına’ vurgu yapıldığı halde verilen yürütmeyi durdurma kararı ne yazık ki deprem mağdurlarını bir kez daha üzdü. Yasal süre içerisinde itirazlarımızı yapacağız. Depremzedelerimizi daha fazla mağdur etmemek adına bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da Büyükşehir Belediyemizle birlikte yanlarında olacağız ve mücadeleden vazgeçmeyeceğiz” dedi.